26 Temmuz 2012 Perşembe

"Ben Onunla Evlenicem, Ailesiyle Mi?" Diyen Gençlere İthafen

Evlilikle ilgili yabancı kaynaklı bir yazıda şöyle diyordu: Kendinizi iki kişilik bir kayıkta düşünün, kürekleri ikiniz çekeceksiniz, uzlaşmak, ortak karar vermek, yön çizmek zorundasınız.

Şimdi ben bunu kendi örf ve adetlerimize uyguluyorum. Sıkı tutunun kayığa, kayığımızdakı bazı yerler önceden rezerve edilmiştir(vip size mi kalıcak sandınız), siz kendinize bir yer bulun ve bulduğunuza şükredip, kaptırmamaya çalışın.

Siz o kayığı biraz genişletin. Koyun şimdi annesini, babasını, kardeşlerini, halasını, dayısını, yengesini, teyzesini, anane, babanne, dedesini, kuzenleri, yeğenlerini, hanımlarını, eşlerini.. Bitmedi daha, şimdi ikinci derecelere geçiyoruz: annesinin teyzesi, yengesi, dayısı, babasının amcası, teyzesi, halası...Biter mi, bitmeezzz, uzaktan akrabalar, aa, en önemlisi de annesinin arkadaşları, gün grubu, komşuları.

Aaa, bu kadar mı sanıyorsunuz? Siz biraz daha genişletin o kayığı. Şimdi onun bütün sülalesini aldınız, sizinkileri almazsanız olur mu? Aşkolun, olmaz tabi. Koyun uzak-yakın akrabaları. İnanamıyorum size! Annenizin arkadaşlarını, komşularını nasıl unutursunuz. Oh neyse, kimseyi unutmadık galiba, tamam mı herkes?

Peki. Oldu mu sizin kayık, Nuh'un gemisi. Hah işte, şimdi bu gemiye yön çizin, uzlaşın, ortak karar verin. Yürütün gemiyi. E bunu yapabilene helâl olsun.

Gözünüz korkmasın, biraz latife yapalım dedik akşam akşam.

Kayığınızın genişliği, içindeki kalabalık değil önemli olan.
Önemli olan, gönlünüzün genişliği ve içinde yer alan...

sevgiler :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler