Geçenlerde yürürken, birisi cep telefonunda bağıra bağıra "Abla, ben size demiyor muyum, başka gelinlerle karşılaştırmayın diye!!!" diyordu. Sesi hafif kızgın, ama daha kırıcı olmamak için kendini de kontrol ediyordu.
Şimdi, bu söz ilk bakışta bir savunma sözü gibi algılanıp, helal olsun, dedirttirebilecek olsa da arka planına baktığımızda (ki bizim işimiz bu) işin aslının öyle olmadığını görürüz.
Haydi gelin arka plandaki gizli protokole bir bakalım. "Abla, anne, siz eşimi her zaman eleştirebilirsiniz, bunu bana söyleyebilirsiniz, ben de sizi teselli ederim, alttan alırım. Rahatsız olmuş gibi görünebilirim, ama siz aldırmayın buna. Her zaman şikayet edebilirsiniz, çünkü buna izin veriyorum." Budur demek istenilen aslında. Baksanıza daha önce de kıyaslama yapılmış, bu beyfendi de yine "kıyaslamayın" demiş. Pes doğrusu diyoruz.
Sonra da derler ki: "erkekler ortada kalıyor!" :)
Kalmasınlar canım! Kendileri tercih ediyor bunu. Kimseyi kırmadan da "ben eşim hakkında bu şekilde konuşulmasından rahatsız oluyorum, lütfen bir daha konuşmayalım." diyebilir. Ve bunu çok da güzel hissettirebilir. Yeter ki böyle biri olmayı seçsin. Ama, en kolayı olan eşini suçlamayı, onun değişmesini istemeyi seçiyor malesef çoğu.
Çok kızmışım valla :) Bu adamın sözleriyle, içimdeki kızgınlık duygusu tetiklenmiş. Hani bir de görseniz, boylu poslu delikanlı bir görüntü, ama seçim yapamıyor yazık.
Siz, siz olun bayanlar, ortada kalıyor diye acımayın sakın, anlaştık mı :)
sevgiler :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Etiketler
- anılarım (1)
- anlamlar (1)
- beslenme (1)
- blog hakkında (7)
- duygular (2)
- duygularımız (1)
- haber (2)
- hedefler (16)
- hikaye (1)
- hikayeler (3)
- idoller (8)
- ilişkiler (23)
- karikatür (2)
- kızımın hikayeleri (1)
- kişisel (158)
- kitap (2)
- kitaplar (2)
- kutlama (1)
- Mesnevi (2)
- Mevlana (1)
- oyunlar (4)
- öykü (3)
- özlü sözler (22)
- para (15)
- projem (1)
- resim (1)
- sunum (2)
- şifa (7)
- trafik (1)
- yaşam koçluğu (1)
- yoga (1)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder