1 Ağustos 2012 Çarşamba

Korkmak Ya Da Korkmamak

Geçen hafta fobi derecesinde bir köpek korkusu vakasıyla çalıştık. Oldukça başarılı bir sonuç yakaladık. "Köpek" lafından bile korkar durumda olan danışanımız, tenha bir saatte tek başına köpeklerin yanından geçmeyi başardı. Bunu düşünerek, mantığıyla yapmadı, yapabilse şimdiye kadar yapardı. Duygularının esaretinden kurtuldu. Neyse, buna başka bir yazımızda değinelim.

Şimdi burda, üstüne basmak istediğim nokta, kendisinin tedirginlikten de tamamen kurtulmak istemesi. Ve benim bu noktada artık durmam. Neden?

Çünkü, burada ince bir çizgi var. Bilinçaltımız biri korumak için korku ya da tedirginlik duygularını hissettiriyor. Bunlar gerekli duygular. Yoksa bir tehlikenin yaklaştığının farkına varamayız. Ve özellikle bayanlarda bu tür duygular daha da gelişmiştir. İlkel zamanlarda, erkekler ava çıktıklarında, barınaklarında dışardan gelecek tehlikeye karşı tetikte olmalarını sağlayan duygulardır.

O yüzden bizi koruyan korkularımızla, artık bizi sadece sıkıntıya sokan korkularımız arasında o ince farkı anlamamız gerekir ve ona göre çözüm üretmemiz. Ve hayat korkularımıza esir edemeyeceğimiz kadar güzel...

sevgiler :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler