16 Kasım 2012 Cuma

Gerçeklik-II

Geçen gün büyükbabamla küçük kızım hakkında konuşurken bana şöyle bir şey söyledi: "Okuyup, iyi bir yere de girerse, kendini kurtarmış olur."

Bu hiç de yabancı bir söylem değil. Çoğumuz bu şekilde büyüdük ki çoğumuz bu şekilde yaşıyoruz :)

Küçüklükten beri, iyi bir yere girip çalışmak bizim ekonomik kurtuluşumuz olarak öğretildi. Hatta devlete girersen en garantilisi, dendi. Biz de hayatlarımızı bu şekilde yönlendirdik. Bildiğimiz tek yol bu oldu çünkü. Farklı yolları görüyorduk, fakat bize göre değildi onlar. Memur zihniyeti deriz ya. Bir yere gir, işin garanti olsun. Bu beyinlerimize kazındı.

İşte zihnimizde yarattığımız gerçekliğimizi, gerçeğimize dönüştürmeye çabaladık biz de. Çoğu genç üniversite sınavına bel bağladı. Kazanamayan kahroldu. Not ortalamaları önemliydi. Çünkü, bir yere girebilmek için yüksek olması gerekiyordu. Sürekli, "dersine çalış" diye büyümemiz de anne-babalarımızın bir tek bu yolu bilmesinden, diğer yolları bizim için riskli bulmasındandı. Riski yaratan da öncelikli zihindi. Cesareti kıran da.

Şimdi, küçüklüğümüzde bilinçaltımıza çizilen hayat tarzlarını yaşıyoruz ya da yaşamaya çalışıyoruz. Diyoruz ya insan aslında mükemmel bir varlık, gerçek bir güç. Bilinçaltını, zihnini, düşüncelerini değiştiren bu çarklardan kurtulup özgürlüğüne kavuşabiliyor. En azından farkına varıyor, kendi düşüncelerinin, korkularının hayatını yaşadığını. Ve bir sonraki adımda kendi korkularından sıyrılıp, özgürce seçim yapabiliyor.

Düşüncelerinizin esiri olmaktan kurtulup, onların efendisi olduğunuzu hatırlarsanız ki bunun için burdayız hepimiz, emin olun ki hayatınız daha farklı olacaktır.

sevgiler :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler