19 Kasım 2012 Pazartesi

Gerçeklik-III

Her şey önce zihnimizde başlar. Önce her şey bir fikirdir. İlişkiler, para, meslek, hatta siz kendiniz bile bir fikirsinizdir. Sonra bu fikirler gerçekleşmeye başlar. Sizin gerçeğiniz olmaya başlar.

"Dervişin fikri neyse zikri de odur." diye bir söz vardır bilirsiniz. İşte, tam da böyledir. Kendimiz düşünürüz, kendimiz inanırız, inandığımızı da yaşarız.

Peki ya her şey bir yalansa? Yani, kendi hakkımızdaki düşüncelerimiz mesela. Aslında biz düşündüğümüz gibi biri değilsek, biz daha farklı biri olabilecekken yıllardır kendi söylediğimiz yalanlara inandığımız için böyle biriysek. Ne dersiniz? Olabilir mi?

Kendini, değersiz, yetersiz, sevilmeye layık görmeyen, bir işi doğru düzgün başaramadığını düşünen, kararsız bulan, dirençsiz bulan vs. bir çok insan vardır. Bunlar onun kendine koyduğu etiketleridir. Belki başkaları onu böyle olduğuna ikna etmiştir, o da inanmıştır. Ve buna inanan bilinçaltı da hayatını bu şekilde yönlendirmektedir. Ama nasıl?

Şöyle ki: Bilinçaltı bu eksikleri saklamak zorundadır. Bunlar, güçsüz, zayıf yönlerdir. Ortaya çıkmamalıdır. Yoksa, insan hayatta kalma şansını yitirir. Bunları kamufle eder. Mesela, kendini sevilmeye layık görmeyen bir insan için, "insanlara güven olmaz" diye bir inancı güçlü kılar zihinde. Ve sevgiyi reddeder, çünkü layık değildir. Buna da inanmıştır. Bu şekilde hayatını sürmektedir.

İşte, kendi zihninizde aslında yalanlarla yaşadığınızı bilirseniz, bu güçlü potansiyeli gerçekten özgür iradenizle işe yarar hale getirebilirsiniz. Nasıl mı? Daha güzel yalanlar söyleyerek :)

sevgiler




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler