Terfiler hakkında yazalım bir de :) "Maaşlı çalışan" kategorisine girenlerin itici gücü.
Ben terfi için mücadeleleri şuna benzetiyorum: Hani sabit akan bir trafikte, arkanızdaki araba, önünüze geçmek için bir mücadele verir. Sizi sağlar, sollar, selektör yakar, hızlanır, en sonunda muradına erip önünüze geçer ya, sonra 1 araba öne geçmenin verdiği bir mutlulukla öyle devam eder yoluna. Ne kazandı? 1 araba önde gitme. Ama nerde? Hala aynı trafiğin içinde. O önde, siz arkada devam edersiniz aynı trafikte.
Bir kere terfi, dediğimiz gibi "maaşlı kategoride" çalışanlar için söz konusudur, ödül gibidir. Fakat, hakkıyla ya da farklı bir şekilde terfi eden kişi için bu kategoriye daha fazla bağlanma olur. Oysa ki ha memur, ha müdür farketmez! İkisi de aynı bilinç seviyesindedir. Parayla ilişkisi aynıdır. Para için çalışır. Birinin yetkisi daha fazla, daha az farketmez. Belirli saatlerini vermek zorundadır. Tatilini belirli günlerde yapabilir. İzin istemelidir. Belirlenen görevleri vardır. Üstleri vardır. Kısacası özgür değildir.
Bazen, dergilerde felan görüyorum, ellerini kavuşturmuş, "bilmem ne" şirketinin genel müdürü olmuş, gururla resim çektiriyorlar. Sonra ekliyor, "çok çalıştım, azimliydim" felan. Geldiği noktayla övünüyor. Gıcık olmuyorum, yanlış anlamayın, fakat onların baktığı açıdan bakmıyorum olaya. Benim gözümde hala maaşlı çalışan kategorisindeler. Ben övünecekleri bir durum göremiyorum. Çok çalışmış, o noktaya gelmiş olabilirler ama benim bakış açımda hala aynı noktalar. Bilinç olarak yani. Başladığı nokta ile geldiği nokta arasındaki fark sadece maaş, yetki, ünvan. Ya bağımlılık? Bunu henüz aşamamışlardır. 1 araba öne geçmişler. Hadi bunlar 4-5 araba öne geçsinler :) Bir fark yok aslında.
O yüzden, terfileri artık daha farklı görüyorum. Terfi edemediği için üzülenleri, haksız yere öne geçenleri izliyorum sadece. Küçük, dar bir alanda sıkışık kalmış düşünceler olarak görüyorum. Daha büyük hayalleri olmalı insanların diye düşünüyorum.
Bu arada, iş yerinizde haksız yere terfi eden birisi olduğunu düşünüyorsanız, size farklı bir bakış açısı vermek isterim. Öyle ki bu insana kızmak yerine acıyabilirsiniz bile. Düşünsenize, terfi edebilmek için verdiği mücadeleyi, siz huzur içindeyken, ve sadece terfiler açıklandığında üzülürken, o kişinin daha uzun bir süreçte hırslarıyla kendini yediğini. Ayrıca, haksızlık yapan bir kişinin içi hiç bir zaman rahat olmaz. Neden derseniz? Kişi, dışarıyı da her zaman kendi gibi görür. O yüzden, o da her an kendisine haksızlık yapıldığı, yapılacağı düşüncesiyle huzursuzluk içinde tetikte olur. Siz merak etmeyin, terfiyi o almış olabilir ama huzur da sizde kalmıştır. Aynı trafikte 1 araba öne geçme çabası.
Ayrıca, bu durumu avantaja çeviren bir hikaye de anlatayım size. Çok yakından şahit olduğum bir hikaye: Herkes terfisini alırken, onu terfi ettirmemişlerdi. Askerliği saymamışlar. Ama bazı kişilerinkini sayıyorlarmış. O da çalıştığı yerden istifa etti. Şu anda çok daha yüksek bir maaş ve mevkide. Hala aynı trafikte :) Ancak, ayrıldığı yerde zamanında terfi etseydi, aynı yerde çalışmaya devam edip şu anki olanaklarına kavuşamayacaktı, bu noktaya gelme fırsatını yaratamayacaktı belki de. Şimdi artık, bu trafikten çıkmayı da düşünüyor :) O yüzden onu takdir ediyorum, umarım gerçekleştirir.
Terfi hikayesini de böyle noktayalım. Hepinize sevgiler diliyorum :)
2 Kasım 2012 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Etiketler
- anılarım (1)
- anlamlar (1)
- beslenme (1)
- blog hakkında (7)
- duygular (2)
- duygularımız (1)
- haber (2)
- hedefler (16)
- hikaye (1)
- hikayeler (3)
- idoller (8)
- ilişkiler (23)
- karikatür (2)
- kızımın hikayeleri (1)
- kişisel (158)
- kitap (2)
- kitaplar (2)
- kutlama (1)
- Mesnevi (2)
- Mevlana (1)
- oyunlar (4)
- öykü (3)
- özlü sözler (22)
- para (15)
- projem (1)
- resim (1)
- sunum (2)
- şifa (7)
- trafik (1)
- yaşam koçluğu (1)
- yoga (1)
Maaşlı çalışanlar için terfi=para demektir. Senden önce terfi eden kişi senden fazla para alacaktır. Maaşlı çalışan insan spor olsun diye çalışmadığından terfi ile gelecek her kuruş önemlidir.
YanıtlaSilBahsedilen benzetmeyi şöyle düzeltebiliriz, terfi trafikte giderken bir araba öne geçmek yerine, sürücü koltuğundan arka makam koltuğuna geçmektir. Aynı trafikte seyredersiniz evet, ama birisi trafikte boğğuşurken terfi eden arka koltukta gazetesini okur keyfine bakar.
maaşlı çalışmayı kabul eden birisi bunları da otomatik olarak kabul etmiş olmalı ve bu kategorideki kurallara göre yaşamayı öğrenmeli, mücadele etmeyi öğrenmeli. bu onun güvenli kutusu. ya da öyle olduğuna inanıyor diyelim. ama biz büyük düşünüyoruz. amacımız finansal özgürlük. hedefimiz, 3. ve 4. kategori. sevgiler :)
YanıtlaSil