22 Aralık 2012 Cumartesi

İnsan Kendi Sözlerinde Boğulur

Bu kadar uzun aradan sonra yeniden merhabalar :) Başlığımızdaki söz biraz ağır oldu ama hadi açıklayalım.

Sözlerimiz öyle etkilidir ki bazen kendi kendimizi zehirleriz. Bizim doğrularımız vardır, bizim kurallarımız vardır, bizim tarzımız vardır. Bunların dışında davrananları kabul etmeyiz, kabul etmemekle kalmaz bir de kötüleriz. O zaman ne olur? Onlar kötü mü olur? Hayır, onlar kötü olmazlar. Biz kendimizi başkalarına karşı doldurmuş oluruz. Doldurdukça soğuruz, soğudukça fesatlaşırız. Belki en sonunda basit bir bahanenin arkasına sığınıp uzaklaşırız.

Aslında burada bilinçaltımızın bir oyunu vardır. Amacı sizin gerçekliğinizi korumaktır. Güvenli kutunuzdur burası. Burada belirli kurallar vardır. Bu kurallara aykırı durumlarda tehlike sinyalleri çalar. Kendinizi rahatsız hissedersiniz. Halbuki bilseniz, o kuralları koyan zaten sizsiniz, kurallarınız zihninizdeki düşüncelerden ibaret, o zaman bu rahatsızlık hissini kendinizin yarattığını anlarsınız. Ama genelde böyle işlemez. Biz, karşı tarafa yükleniriz. Onun sözleri ve davranışları rahatsız edicidir, dolayısıyla siz de rahatsız olmuşsunuzdur. Sonrasında da bilinçaltınız sizi tehlikeden uzak tutmak için elinden geleni ardına koymaz.

Bilinçaltının çalışma mantığı basittir. Varolanı koru. Çünkü varolan kurallar, inançlar, düşünceler bugüne kadar kendini kanıtlamıştır, güvenlidir. Bunun dışında olanlar, farklılıklar risklidir. Risk tehlikedir. Tehlikeden uzak durmak lazımdır. Çoğu zaman da işe yarar. Yoksa bir bebek gibi savunmasız kalırız. Biz sadece artık işe yaramayanları elemeye çalışmalıyız.

Olay böyledir işte. Kendi kendimize koyduğumuz kurallarla kendi kendimizi zehirleriz, ama farkına bile varamayız. Halbuki bir gözlemci olabilsek, kendi kendimizi bir gözlemleyebilsek, aslında o düşüncelerin biz olmadığını bir farkedebilsek, ah bir farkedebilsek...

sevgiler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler