6 Eylül 2012 Perşembe

Kontrol Edemediğimiz Şeyler Var Mıdır Acaba?

Geçmiş olmuş bitmiştir, değiştirme şansımız yoktur. Geçmişimizde çok acı çekmişsek bunu hala bugünmüş gibi hissetmeli miyiz? Acılarımızı hep taze mi tutmalıyız? Olanları sürekli hatırlayarak mutsuz mu etmeliyiz kendimizi?

Peki tek değiştiremediğimiz şey geçmiş midir? Ya çevremizdeki diğer insanlar? Onlar bizden ne kadar farklı, değil mi? Özellikle de bazıları bize hayatı zehir etmekte. Ve biz onlarla yaşamak zorundayız. O zaman onları değiştirsek ya da onlarla yaşamak zorunda olmasak, yanyana bile gelmesek, ne güzel olur, di mi?

Ya yaşam koşullarımız? Başkaları çok güzel hayatlar yaşarken bize bu hayat reva mıdır? Herşey bu kadar kötü olmak zorunda mıdır?

Hal böyleyken biz ne yapabiliriz? Bu hayata bir kez geliyoruz. Bir şans verilmiş bize. Bu şansı nasıl kullanıcaz? Elimiz kolumuz bağlı sanki. Biz neyi değiştirebiliriz? Hayatımızı nasıl kontrol edebiliriz?

Bunların cevaplarını örneklerle vericem:

Victor E.Frankl, eşi ve çocukları öldürülen, 4 nazi kampından sağ kurtulabilen bir nöroloji uzmanı ve aynı zamanda psikiyatrist. "İnsanın Anlam Arayışı" adlı kitabında anlatıyor bu süreci. Tamamen özgür iradesini kaybetmiş, fiziksel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan, onurları kırılan, hayvan muamelesi gören insanların yaşamları. Ve kendi ifadesi ile: "İnsanlar dil, din, ırk vs'yle sınıflandırılamaz. İnsanlar 2 sınıfa ayrılır. Bunlar gaz odalarına bile giderken insanlığını koruyanlar: azizler, en iyi koşullarda bile insanlığını kaybedenler: domuzlar." Ve aralarındaki tek fark, birilerinin bir ruhları olduğunu, bu dünyanın zaten geçici olduğunu, bedenlerimizde misafir olduğumu hatırlarken, diğerlerinin bunu unutmuş veya hatırlamaya korkuyor olmaları, maddi dünyaya bağımlı hale gelmeleri....

Louise Hay, küçük bir kız çocukken üvey babasının tacizlerine maruz kalması. Yıllar sonra, bir yetişkin olduğunda olayların üzerini örttüğünü sanırken, rahim kanserine yakalanması. Bilinci herşeyi unutmuşken, bilinçaltının bu utançtan, suçluluktan kurtulmaya çalışması. Kemoterapiyi reddetmesi. Üvey  babasını, ona izin veren annesini affedebilmek için mücadelesi ve ancak bunu başardıktan sonra, kanseri yenmesi. Bu hikayesinin detaylarını "Pozitif Gücün Büyüsünde" adlı kitabında okuyabilirsiniz. Geçmişi değiştiremedikten sonra, o yükü taşımak, sadece kendimize zarar, kendimize saygısızlık, haksızlık.

İşte diyorum ya her insanın bir sınavı var diye. Bazı insanların sınavı daha ağır olmakta. Ama bu sınavın tek doğru cevabı var: Kendimizi, özümüzü hatırlamak....

Aslında ruhumuz, bu dünyanın geçici, sanal baskılarından çok uzak. Bizse ona bir nefes kadar yakınız. Bugün kendinize bir iyilik yapın. Ve sadece 5 nefes alışverişinizde ruhunuzu düşünün, sadece anda kalın.

Bu insanlar bunu yapabilmişse ki en uç örnekler bunlar, bizler de yapabiliriz....

sevgiler :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler