18 Eylül 2012 Salı

Doğru Zamanı Beklemek

Hani hep diyorum ya bugünden bir adım atın diye.

İşte size bir hikaye. Haluk Okutur, Simit Sarayı'nın kurucusu. Kendisi öncelikle marketlere karşı pazarda zayıflayan bakkalların yanında yer alan bir projeye başlamış. Ama bu projeyi hayata geçirmek için beklemiş, beklemiş. Doğru zamanı beklemiş. Elindeki işin mükemmelleşmesini beklemiş. O kadar uzun yıllar beklemiş ki, en sonunda bakkal felan kalmamış ortada :)

Bu ona iyi bir ders olmuş (bize de olması gerektiği gibi). Ve sonra, kendi deyişiyle insanların cebindeki küçük paralara gözünü dikmiş. Yani simit paralarına :) Bir arkadaşının üniversite yakınındaki kırtasiye dükkanı ile başlamış işe. Her gün un, susam taşırken oraya, iyi bir semtte kiralık dükkan ilanını görmüş. Sonra da o günün un ve susam parasıyla kaporasını verip kiralamış dükkanı. Ama elde avuçta yok sonuçta. Şans bu ya, bu arkadaşının arkadaşı o sırada kendi dükkandaylarındaymış. Dükkanın önünde de yeni aldığı arabası. Arkadaşı buna, "ne yaptın, nasıl yaparsın" felan derken, o arabasının anahtarını bunun önüne sermaye olarak koymuş.

Bu hikayenin sonu mu ne olmuş :) Ee, o arkadaşa daha güzel bir araba hediye etmiş.

Kıssadan hisse, beklersenin beklersiniz, mükemmel olsun derseniz beklersin, doğru zaman derseniz beklersiniz. Harika bir fikriniz bile olsa, çöpe gider. Halbuki, küçücük bir adım, mesela, bir plan bile yapsanız bugünden, geciktirmeden, ilerde kocaman dağları bile delersiniz.

sevgiler :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler