30 Mayıs 2013 Perşembe

Duygularımız ve Hayatımız


Bizi yöneten nedir? Anneniz, babanız,eşiniz, sevgiliniz, yoksa sizi kimse yönetemez mi, sizde süper bir özgür irade mi var?

Malesef, öyle süper bir irade yoktur insanoğlunda tabi eğer hiç duygusu yoksa.

Evet, bizi duygularımız yönetir, yönlendirir, hatta yönlenmemizi engeller. Bazen irade gösterip onların dediğinin aksini yaparız ve kendimizi takdir ederiz, ama kısa bir süre sonra özümüze döneriz. İçimiz rahat etmez çünkü.

Bu insanoğlunun doğasında olan bir şeydir, her şeye, herkese duygusal bir anlam yüklemek ve bu yüklediğimiz anlamlara göre de yaşamak...

Niye biliyor musunuz? Doğduğunda insanoğlu acizdir, yaşamak için muhtaçtır başkalarına. Bunu dile getiremez, zaten böyle bir muhtaciyeti anlayamaz da. Ama bunu bilen ve bu amaçla görevlendirilmiş bir bilinçaltımız vardır. Biz farkında bile olmadan kurar kendi dünyasını: bu iyi, bu kötü, bundan uzak dur, buna yaklaş, sakın böyle yapma(annen-baban kızar, mazallah bi dışlanırsın, aç kalır, ölürsün), sakın böyle söyleme, böyle bir durumda şunu yap diye... Ve sizi de bu dünyaya göre yönetir, tıpkı bir kumanda gibi. İplerimizi elinde tutar, hormonlarımız ve duygularımız aracılığıyla bizi yönlendirir.

Ama merak etmeyin, bu değişmez değildir. Bunlar değişebilir, kontrol edilebilir. Farkına varmanız gerekir sadece. Çünkü, siz mizacıhınız kurbanı olamayacak kadar mükemmel bir kapasiteye sahipsiniz, böyle yaratıldınız. Sadece bunun farkında varın. Kendinizi takdir edin, değer verin, sevin. O zaman duygularınızın efendisi olursunuz.

Çünkü;

Duygular hayatımızı kontrol eder. Duygularını kontrol eden hayatını kontrol eder.

sevgiler

7 yorum:

  1. Merhaba,
    Bence hayatimizi yoneten iki sey vardir biri duygular digeri beyin. Ikisi birden hukum veremez sadece bu iki sistem arasinda bir celiski olusur, secilen yolun dogru olmaksizin isteklerimize gore karar veren duygularimiz (veya nefsimiz), kendimizin ve etraftakilerin icin dogru olanina gore karar veren beynimiz. Duygunun verdigi hukume gore adim atilirsa bu birgun huzursuzluk acar cunku isteklerimize gore karar veriyoruz, sadece KENDI isteklerimize gore kimseyi dusunmeden kisaca bencilce karar vermek olur. Beyin ise, akil ile karar verir, kurallari, dogrulari bilincinde olarak hangi yolun dogru olup olmadigini tartar, muhasebe eder ve en mantikli ve basit olanina odaklanir. Hem saglinizi korur (huzun, uzuntu olusmasi daha az olur) mutlu strezsiz olursunuz cunku icinizi rahatsiz eden bir sey olmaz daha dogrusu olmamasi gerekir. Boylece akil ile calisan bir yapi, guydularini kontrol etmis olur, bunun dogrultusunda hayatini butunu ile kontrol etmis olur. Insanlar kendi felsefi yasayisina gore bir hukum tarzi secerler, ya duygulara yenik dusmek veya akil ile guclu olmak.

    YanıtlaSil
  2. teşekkürler Ayşe Hanım,
    Aslında bizler, duygularımızı kalbimize, aklı-mantığı da beynimize bağlıyoruz. Halbuki, fiziksel olarak baktığımızda duygularımızın kaynağı da beynimiz. Aslında bunun için de ayrı bir yazı yazarsam güzel olacak.
    sevgiler

    YanıtlaSil
  3. beyin ile duygular arasinda bir baglanti vardir elbette ama kaynak olarak olduguu dusunmuyorum. Fiziksel olarak ise sinir sistemine ait olan birimler yani sinir hucreleri ile bir temas olur, soyle anlatayim, duygu gozlem, tad alma, duyma gibi fiiler ile baslar, bu kesif yasesinde beyine bir mesaj gider "guzel" veya "cirkin" bunlarin oranina gore hoslanirsin, hoslanmazsin ve zevk aldiklarina bir hassasiyetin olusur. Zaman icerisinde, beyin zevkleri tartar mesela Duygu: "mmm cikolata harika bir sey" Beyin :"evet cikolata magnesium kaynagidir, gzl'dir, rahatlatir ama cok tuketilmesi disler icin, kilolar icin iyi olmaya bilir". Bir tur tarama olusur.. bu hayatin herangi bolumunde aynidir. Yazini merakla bekliyorum ;-)

    YanıtlaSil
  4. Yeni yazımın linki: http://www.hayatsenindir.com/2013/05/duygularmz-bizi-nasl-yonetir.html

    Duygularımız ve aklımız zıt taraflardaysa, örneğin aşk duygusu ki çok güçlü bir duygudur, mantık başka, duygular başkaysa, ilişkide bir ayrılık söz konusu ise, bu sizi yer bitirir. Çünkü ikisi de size aittir. Duygularımızla, onları yok sayarak, odağımızı değiştirmeye çalışarak başa çıkamayız. Ne zaman ki onların varlığını kabul ederiz: "Evet, kendimi gerçekten değersiz, önemsiz hissediyorum" diye kendimize dürüst davranmaya başlarız, o zaman o yoğunluk azalır. Yoksa, duygu aynı şiddette sizi rahatsız etmeye devam eder. Çünkü size bir mesaj iletmeye çalışıyordur. İlkel beyin işte(amigdala). Kendini ayrıldığı sevgili yokken bir hiç gibi hissediyordur. Varlığı tehlikeye girmiştir, kendini kurtarmak için o kişiye doğru sizi iter. Mantık çırpınsın dursun. Çok büyük bir mücadeledir bu.
    Böyle durumlarda: duygularla yüzleşmek, o kişinin sizdeki imajını değersiz kılmak(hala umudunuz yoksa, kesin kararlıysanız), en önemlisi de kendini değerinizin farkına varıp, kendinizi sevmek, en azından buna çalışmak, sizi duygusal anlamda rahatlatacaktır...
    Bunlar teorik gibi görünebilir, ama bunu yaptığınız zaman işe yaradığını göreceksiniz.

    YanıtlaSil
  5. İlişkiler keyifli konu :)

    Hala o kişi için umudunuz varsa :) ve illa ki o diyorsanız, ama bu ilişki de bir türlü size huzur vermiyorsa, o zaman değişime, yeni bir kişi olmaya hazır olmalısınız. Yoksa, hem ben böyle olucam, hem bu ilişkide de mutlu olucam derseniz işiniz zor. Aynı kişi yine aynı tür ilişki olur. Kendinizi değiştirin, ilişkiniz de yepyeni olsun....

    YanıtlaSil
  6. Ayşe Hanım, çikolata süper bir örnek olmuş :) Çikolatanın zararlı olduğunu biliriz, ama kesemeyiz. Çünkü bilinçaltı bunun mutluluk, keyif kaynağı olduğuna, yani yararlı olduğuna inanmıştır. Keza sigara da öyle, uyuşturucu da öyle. Bilinçaltımız, faydalı olduğuna inanmasa zaten yaptırmaz bunları bize. Mantık istediği kadar zararlı olduğunu bilsin. Çok çok çok güçlü bir irade gerekir, ama ben bunu kendimizi hırpalamak olarak görüyorum, ya da bilinçaltını sizinle işbirliği yapmaya, esasen sorunu kaynağında çözmeye çalışmak. Bilinçaltı ile o davranış arasındaki bağı koparıp, o davranış hangi ihtiyaca karşılık geliyorsa yerine yenisini koymak, bir yöntemdir. Örn; sigaranın özgürlük hissi ihtiyacınızı karşılaması gibi. Ama tabi, bu değişime kararlı olmak en önemlisi...sevgiler :)

    YanıtlaSil
  7. Bu arada, yorumunuz blogger'a geç düşmüş, yeni yayınlanabildi, o sırada da epey bir şeyler yazmışım :)

    YanıtlaSil

Etiketler