14 Ocak 2013 Pazartesi

Uyanık Olmak

11.Ocak'ta yılmaz Özdil'in bir yazısına denk geldim. Ben burda bir-iki alıntı yapacağım. Ama orijinalini okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

- Bebek katiline mi danışıyoruz?
- Asla.
- Ya kime danışıyoruz?
- İmralı’ya.
- Ha o başka.
*
Algı yönetimidir bu.
Psikolojik harekâttır.
Ahaliyi, hep duyduğu, tanıdığı, bildiği anlamından uzaklaştırır, uyutur. Amerikan Savunma Bakanlığı tarafından kavramlaştırılmıştır. “Seçili bilgiler yayarak, kitlelerin duygularını düşüncelerini mantığını etkileyip... Hedeflenen istekler doğrultusunda, davranışlarını yönlendirmek” şeklinde özetlenir.

Kelimeler, cümleler, resimler, ses, koku... Bunlar dışarıyla olan bağlantılarımızdır. Ve bilinçaltınızda bir yer edinmişlerse, bir duyguyla da ilişkilendirilmiştir. Yılmaz Özdil, yazısında güncel bir konuyu işleyerek buna değinmektedir aslında.

Şimdi, biz bunu hayatımıza olumlu bir şekilde nasıl sokabiliriz? Esas, bizim sorumuz bu. Biz farkında olmasak bile hayatımızın içinde olan bir kavram aslında: Tetikleyiciler. Reklam sektöründe de çok kullanılmakta. Güzel bir aile ortamı, arkasından deterjan felan gibi. Ürünü göstermeden önce sizdeki güzel duygular tetikleniyor ve arkasından bilinçaltınız ürünle duyguyu birbirine bağlıyor. Hoş bir taktik di mi :) Bence süper.

Bilinçaltının nasıl çalıştığını biliyorsanız, farkındaysanız lehinize çevirebileceğiniz bir durum. Sadece uyanık olmanız gerekmekte, o kadar.

Daha önce size düşüncelerinizi listeleyin diye bir ödev vermiştim. Bir düşünce de aynı şekilde, ne kadar yoğun bir duyguyla bağlanmışsa o kadar güçlenmekte. Bunun hep farkına varmak gerek.

sevgiler

Not: Bu arada, "imralı" da bizde öyle nötr bir hissiyat uyandırmıyor, aksine oldukça olumsuz duyguları tetikliyor. Çünkü bu kelime bir ada resmiyle değil, bir adamın resmiyle eşleşmiş durumda. Umarım herkeste de böyledir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Etiketler