Çekim yasasına ben inanıyor muyum? İnançlarını değiştir, bilinçaltını temizle, vizyonla, o frekansa çık, evrenle hizalan, olsun, bitsin. Ha herşeyi yaptın, olmuyorsa da, demek ki bunda bir hayır var...Yani, bir yol gösteriyor, harika. Ama en sonunda olmuyorsa, kadere bırak diyor. Beni rahatsız eden nokta da bu. Hem çekim yasası %100 doğru hem de olmuyorsa artık işi evrene bırak...Burada bişeyler eksik kalıyor. O yüzden, benim gerçekliğimde henüz "çekim yasası" şüpheli konumda. Tamam, bir deney yapılmış. Kabul...Kuantum deneyinde, fotonları eğer parçacık olarak görmeye niyet edersen parçacık, ışık olarak görmeye niyet edersen ışık olarak görüyormuşsun. Fakat, dediğim gibi, gerçek hayatta bunun pratiğini çokca yaşayıp da emin olmadıkça ben, "var" diyemiyorum. Ama "var" dediğim birşey var ki, inanın ki bu konuda sizi ikna edebilirim :)))
Öncelikle, ben buna "çekim yasası" olarak bakmıyorum. "Hedef belirleme" olarak bakıyorum. Odağınız nerdeyse, siz onu görürsünüz. Çekmezsiniz, aslında zaten etrafınızda vardır onlar. Ama görmek için, bakış açınızı değiştirmeniz gerekir. Çok kötü görünen bir olay, anında avantaja dönüştürülebilir, farklı anlamlara gelebilir. Sizin bakış açınız nerdeyse, dış dünya da size öyle görünmektedir.
Bunu da ancak nasıl değiştirebilirsiniz biliyor musunuz? Bilinçaltımızda....Bilinçaltımız bizim en sadık hizmetkarımızdır.... Anne karnında bilinçaltı kodlarımız oluşmaya başlar. Bu kodlar, bizi hayat karşısında korumak için oluşturulur. Atalamızdan gelen 2 kodumuz vardır: yüksekten düşme ve yüksek ses...Bu ikisi dışındakiler sonradan oluşur. Ve biz hayatımızı bu kodlara göre yaşamaya başlarız. Bu kodlar güvenlidir, bizi güvende tutmaktadır, dolayısıyla değiştirilmemelidir. Dış dünyadan algıladığımız ama bu kodlara, inançlara ters gelen şeyler anında filtrelenir, istisnai durum gibi çarpıtılır, gözardı, kulak arkası edilir ve unutulur. Bilinçaltı, kendi oluşturduğu güvenli kutusunda sizin yaşamınızı korumanıza devam eder. Hatta bazen, bir yetişkin olarak size yaptırdığı şeylerden hoşnut kalmazsınız. Kendinize kızarsınız, niye böyle yapıyorum diye, ya da kendinizi tutarsınız, içinize atar, duygularınızı bastırırsınız.
Duygularımız her zaman mantığımıza baskın gelir. Bu durum, beynimizde fiziksel olarak oluşur, o yüzden bu konuda eliniz kolunuz bağlı desek yeridir. Bu fiziksel duruma sonra değinelim....
Bilinçaltımız bize, zaten bizim ondan istediğimiz(ama bilinçsiz olarak istediğimiz) hayatı yaşatıyorsa, o zaman (bilinçli olarak) istediğimiz hayatı da ona kodlarsak nolur???? Kodlayabilir miyiz acaba? Bu konuda cevabım, gönül rahatlığıyla "EVVEETT"....Hedefinizi belirleyip, onu kodladığınızda, artık bilinçaltınız, sizi o hedefe götürmek için gerekli olan şeylere odaklanacaktır. Tercih sizindir :)))
sevgiler
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Etiketler
- anılarım (1)
- anlamlar (1)
- beslenme (1)
- blog hakkında (7)
- duygular (2)
- duygularımız (1)
- haber (2)
- hedefler (16)
- hikaye (1)
- hikayeler (3)
- idoller (8)
- ilişkiler (23)
- karikatür (2)
- kızımın hikayeleri (1)
- kişisel (158)
- kitap (2)
- kitaplar (2)
- kutlama (1)
- Mesnevi (2)
- Mevlana (1)
- oyunlar (4)
- öykü (3)
- özlü sözler (22)
- para (15)
- projem (1)
- resim (1)
- sunum (2)
- şifa (7)
- trafik (1)
- yaşam koçluğu (1)
- yoga (1)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder