31 Ekim 2013 Perşembe

Dünyevi mi? Ruhani mi?

Kur'an-ı Kerim evrenseldir. Her ayeti zamandan, mekandan, gelenekten, görenekten, kültürden, yaştan, cinsiyetten, ünvandan, sahip olunan maldan mülkden bağımsızdır. Bunun için bu yüce kitap bizim ruhsal tekamül seviyemize göre bizde mana bulur. Fiziksel gözlerle okuduğumuzda hep bu dünyayı tasavvur ederiz. Cennette yerin altında akan ırmaklar, cehennemin ateşi...Hep fiziksel dünyadaki karşılıkları gözümüzde canlanır. O yüzden "örtünün" dediğinde de fiziksel bedenimizi düşünürüz. Ruhsal tekamül seviyemiz arttıkça fiziksel dünyadan, fiziksel bedenimizden uzaklaşıp, ruhumuza ve bize şah damarımızdan bile yakın yaratıcımıza yaklaşırız. Bir de o gözlerle okuruz. O zaman kelimelerin anlamı değişir, daha da yücelir. "Örtün" der, yani tevazu göster, ruhunun güzelliklerinde mütevazi ol, der. Namazın, orucun görev değil, bir şeyleri öğretmek için ödev olduğunu anlarız. Namazla Bir olur, oruçla fiziksel dünya bağlarımızdan uzaklaşırız. Her daim namazda, her daim oruçta olmaya başlarız.
 Ama, her ruhun yolculuğu ayrıdır, kimse diğerinin sorumluluğunu alamaz, saygı da duymak zorundayız. Sadece, şunun  farkına varmalıyız ki, nefs(bilinçaltı, ego, düşünce, artık ne derseniz) putların en sinsisidir. Hele ki başkasının nefsine(düşünce, inanç, yorumlarına) göre yaşıyorsanız hayatınızı ziyan ediyorsunuz demektir. Sözün özü, ne mutlu Kur'an'ı kendi okuyup, kendi kalbiyle yorumlayıp, buna göre samimi yaşayana...sevgiler

Etiketler